Evet sevgili okuyucularım. Bu hafta karakalem çizimlerinde de görebileceğiniz şekilde size anlatabileceğim. Bence önemli yerler taşıyan küçük bir çocuğun omuzuna yüklenen ağır yükler ve her yaşıt çocuk aynı dünyayı yaşayamayabiliyor. Sizce sadece duygusal mıdır? Bilemem ama bence hayatı her çocuk adil yaşamalı, dünyada kötü olmamalı, türlüsü Baskı ve kötü hayat zor yaşanmışlık çocuğun çocuğun geleceğini hayallerini öldürür. bunu düşündüğüm için size Okunmaya değer diye düşündüğüm bu yazımı kaleme aldım. Bu hayat bizim bizim de geleceğimiz.!
Ben kim miyim? Kibritçi çöp masalını bilenleriniz vardır o masalın gerçek haline bürünmüş bir hikayesi olan henüz 10 yaşının çocukluğunu yaşamak isteyen ve daha çocuk yaşta çabalamak zorunda kalan bir kızım.!!!Günlerden bir gün karnımı bir şekilde doyurmak için dolaba yöneldiğim de dolabın içinde bir şeyler bulamadım bizim evde kimse çalışamaz hep ben çalışmak zorunda kalırım oda oldukça zor olur fazla para kazandığımı söyleyemem ama karnımızı tok tutacak kadar olur. Bu sefer öyle olmadı eve geç gelmiş olmama rağmen ekmek parası kazanamadığım bir günü yaşıyordum, çok açtım annem babam uyuyordu dolaptan kendime bir şeyler bulma ümidiyle yöneldim ama maalesef hiçbir şey yoktu. Bu gece aç bir şekilde uyumaktan başka çarem yoktu dolapta olanda bir iki zeytin tanesi kalmıştı bana ben her Gün ekmek parası kazanmak zorundayım nasıl mı? Bazen acıdıkları için yemekçiler alırdı içeriye bulaşık yıkama şartıyla ekmek verirlerdi ve dükkanlarda bazen tuvalet temizliği yapmaya çalışırdım da küçük ellerimin gücü yetmezdi parmaklarım hep ağrırdı ama genelde dileniyorum diyebilirim evimizdeki birçok şey anneannem ve dedemden gelme. Onlar ölünce yardım edecek bir yardım elimiz olmadı babam hasta olduğu için çalışamıyor. Annem babamla ilgileniyor. Ben çalışıyorum O gece düşündüm çok param olsa ne yapardım diye önce babamı iyileştirirdim galiba Çünkü babam iyi olursa babam çalışır ve para kazanır bakardı bize dedim. Sonra anneme babama bana ayakkabı alırdım. Çünkü ayakkabımız bir çarıktı Dedem göndermişti ayağımı sıkıyordu oda artık canım yanıyordu gece bu hayalleri kenara bırakıp uyudum anca rüyam da görebilirdim. Hayallerim gerçekleşemeyecek kadar büyük bir saçmalıktı ama hayal bile olsa hayallerim güzeldi. Hayal hayaldir ve hayal olarak kalmak zorundadır bu durumu bonus veren siteler değiştirebileceğine inancım bir sihirli el dokunuşu hiç olmadı ki rüyamda belki görür mutlu olurum umuduyla çoktan uykuya dalmışım bile…Sabah olduğunda annem mutfaktaki dolabın önünde ağlarken gördüm babamsa tekerlekli sandalyede oturuyor bacaklarını sıvazlıyor çaresiz haline yanıyordu içi belliydi yüzündeki acı her sabahki gibi çöpleri toplamak için dışarı çıktım ve para kazanıp ekmek almam lazımdı. Yola koyulmuş gidiyordum. Yaşıtlarım tertemiz kıyafetleriyle güle oynaya ekmek almış. Evlerine doğru yol alıyorlardı. Bense hem kirliydim hem de ekmeğim yoktu. Karton kutu, kola şişesi, pet şişe ve benzeri şeyler toplarken çöplerin arasında bir yavru kedi buldum. Yavru kedi açtı galiba çünkü benim gibi güçsüz görünüyordu miyav cık. Biliyor musunuz kedinin rengi griydi ve küçük küçük benekleri vardı bizim mahallede hiç böyle bir kedi yoktu. Bu mahalleyi her sabah dolanırım ama böyle bir kediye hiç rastlamamıştım. İlk defa gördüm çokta tatlıydı biran eve götürmeyi düşündüm eve götürmek de çok istedim ama annemin enerjisi vardı kedi tüylerinde vücudunda kaşıntı yapıyordu. O yüzden götüremezdim biraz düşündüm taşındım ve dedim ki kapının önünde besleyebilirim. Kediyi aldım her zaman topladığım kantonları verdiğim hurdacıya gittim hurdacının kızı var, her zaman getirdiklerimi tartar ve paramı verirdi. Gittiğimde her zamanki gibi tarttı ve paramı verdi hem ekmek aldım hem de bir ufacık kutuda süt kediye verdim ve çok mutlu olmuştum kendi karnım daha açken ufacık kedicik içtiği sütle beni mutlu etmeyi başarmıştı. Ve kendi kendime dedim koca koca insanlar bir lokmasını sakınır bizlere paylaşmazken ben küçük halimin gösterdiğim cabamın ve aç karnımdan gelen gurultu sesleriyle bir kez daha bedenimizi gelip geçici yaşadığımız fakirliğe şükrettim ki kalbim fakir değil. Karnım acıksa da bedenim ve kıyafetlerim kirli olsa da Fakirlik yaşayan elindeki ekmek parasını kıskanacak bir kalbe sahip değilim. Yaşım küçük Yaşadıklarım büyük ve beni merhamet ve sevgi ile büyüten annem var olsun. Karnımız ac fakir olsak da yavru kediye sahiplik yapacak ve aç karnını doyuracak zenginliğe ve gülen yüze sahibiz. Bunu mutluluğu yumuşak kalbime dokununca omuzlarımdaki acı ve ağır yükün hayallerim deki o çok paranın bana gerçek mutlu bir hayat vaat etmeyeceğine inanarak bir kez daha mutlu olmamızın bu zor olmayacağına ve insanın elindekilerle mutlu olacağına inancım o an beni buldu ben elimden geleni yaparak hem hayatımı hem de cabamı küçük bedenimle büyük yaşayarak öğrendim ve iyi ki koca koca kravatlı amcalar güzel elbiseli ablalar teyzeler gibi bir kalbe sahip değilim diye kendi kalbime gülen yüzüme ve fedakârlık yapan yüreğimi çok seviyorum.
Okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Bir dahaki yazımız da Buluşunca ye dek iyi ve güzel dileklerimle
GÜNDEM
5 saat önceGENEL
5 saat önceGÜNDEM
5 saat önceGENEL
5 saat önceGÜNDEM
6 saat önceGENEL
6 saat önceGÜNDEM
6 saat önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.