21 Kasım 2024 Perşembe
Eskiden diye başlayan şeyler her zaman için daha cazip gelmiştir bana; eski şarkılar eski yazılar ve eski kitaplar mesela. Kalpten kaydı buradan sevgi bile daha masummuş eskiden, bir muhabbet yapılacağı zaman özenle seçilirmiş kelimeler, karşısındakini incitmeden.
Öyle güzel öyle naifmiş insanlar, korkarlarmış kalp kırmaktan. Kışın sobanın üzerinde demlene duran çay eşliğinde koyu bir muhabbet başlarmış, vakit nasıl geçti anlaşılmazmış. Sever sayarmış insanlar birbirlerini. Esnaf esnafla kardeşmiş ,komşu komşuyla. Hep unutuldu bunlar şimdilerde, artık çok değişti hayat ,hayatın içindeki insanlarda neticesinde. Esnaf esnafın hakkını yer oldu bugünlerde ,komşu komşu ile düşman. Herkes çekilmiş köşesine, korkuyorlar muhabbet etmekten ayaküstü iki kelam edilmiyor. Hep bir laf söyleme çabasındalar kimse de ben neyim demiyor hep bir yargılama peşindeler. Oysa bu kadar mı zordu nasılsın diye sormak, oturup dertlerini paylaşmak. Markete giriyorum örneğin kasadaki çalışan ürünleri geçirirken merhaba diyorum hal hatır soruyorum kim olduğunu bilmesem bile belki ihtiyacı vardır diyorum lakin garip bakan gözler eşliğinde soğuk bir iyiyim ile karşılaşıyorum. İşte bu kadar korkuyor insanlar, bu kadar yadırgıyorlar. Sanki garip olan sadece onlar ve seviyorum insanları dinlemeyi kendim çok konuşmasam da ,yaşadıklarını, düşündüklerini duymayı bana verdikleri tavsiyeleri gözden geçirmeyi. Genellikle sevip saydığım büyüklerimi büyük bir merakla dinliyorum onların bana verdiği fikirleri hayatıma dahil etmeye çalışıyorum ilham oluyorlar bana, destek oluyorlar. İnsana yol gösteren olunca kendini güvende hissediyor ,yapabilirim diyor lâkin eskiye özlem hiç geçmiyor. İnsanlar değişiyor ve işin sonunda eskiler mazide kayboluyor. Eskiyi yaşatmaya çalışıyorum ben de içimde ,kalbimin bir köşesinde ve çoğu kişinin aksine muhabbet etmek istiyorum insanlarla ,kitap okuyorum hala ,sevip saydığım insanları arıyorum. Bana garip garip baksalar da ya da cevap vermeseler bile bir iş yerinden çıkarken kolay gelsin demeyi ihmal etmiyorum. Eskiler ayakta tutuyor sanki beni, onlar iyi geliyor ruhuma. Çoğu kişi anlamıyor bu merakı,bu hasreti. Herkesin tek amacını kusur aramak olduğu bu çağa ayak uydurmak zor geldi bana sevgili dostum, işte o zaman sarıldım ben de eskilere. Sen de sarıl mutlaka kendini iyi hissettiğin bir yere.
yalan dünya yaban dünya diyerek dilimizde düşürmediğimiz. aynı zaman da ne var Dünyada diye diye uzayıp giden yıllar. son nefes ile biten ömrümüz. Ne var ne yok diye, diyerek geçen zaman. ömrümüze sığdırdığımız 3 dakikalık aklımıza gelen anılarımız. ömrümüz de geçen yılların anılarınız ele alsak yani an itibarı ile düşünsek yaşımızın akaç olması hiç önemli değil, sadece 3 dakikaya sığan geçmişin hayali hatıraları anıları kalır insanın aklın da en önemli namzetle yaşadıklarımız. size bir tavsiye de bulunayım mutlaka deneyin. deneyin bakın kendiniz bile şaşarsınız. kendinizi tanımak için bir odaya kapatın. perdeleri kapatın. karanlık oda da bağdaş kurup oturun. kesinlikle yalnız olduğunuz zamanı seçin. evde kimsenin olmadığı bir gün. bağdaş kurup oturduğunuz yerde sadece düşünmek, düşünmek kendinizi dinlemek için değil. geçmişinizi geleceğinizi düşünmek için saatinizi ayarlayın yarım saat kendiniz inat edin yarım saat düşünmek yaşadıklarını ,dünü, bugünü ve geleceğinizi , çevreniz de ki arkadaşları düşünün. 10 dakika dayanabilirseniz kendinize başardım diye bilirsiniz. aklın hep bir noktaya takılı kalır. sen öyle zannedersin ama aslı öyle değil. sadece dolaşır aynı noktaya gelirsin sen ,sen bunun farkın da olamazsın. Sevdanız Hayatınız Uğruna neleri göze alıp mücadele de kaybedeceğiniz acımasız insanları, seninle yürürken tekmelenen çiğnenen ömrün. hedefe kitlendiğiniz başaramadığınız başarı sandığınız işleri, umutla yeşerttiğiniz alanların tümünü sadece sen, seninle olması gereken kutlu anılar. bazen de farkına varmadan sanki aman dilediğiniz kişileri , bunlar için ayırdığınız 10 dakikalık zaman. zaman size saatler gibi gelir. sizi öyle bir sıkar ki siz yarım saati doldurmak için mücadele derken beyniniz zonklar düşüncede çıkar atarsınız sokağa kendinizi.
Biz bize, kendimize, varlığımıza var olma kavgamıza sirayet eden sevdamızın. adını kendimiz bile koyamıyoruz değil mi ? neden. çünkü her eylem düşünce ile başlar acaba yada olur mu ? her daim soru işaretleri ile hayat devam eder. iş yatın da okul eğitim hayatımızda böyle değil mi ? bakın üç soru işareti insanın varlığı, yaşamasının gayesi ülküsü cevabını bulmak için nereden bakarsan bak bu sorulara cevap bulmalısın.. Şimdi şu an itibarı ile bir yakın arkadaşınızı arayın biraz sohbet edin asıl konuşmak istediğiniz amacı bile saptırırsınız. eğer onunla dertleşecekseniz , şunu söylemesem mi diye düşünürdünüz. işte o an kendi başına kendiniz yalınız kaldınız demektir. hanı dost sandığınız insana her şeyi söylenirdi hanı sırdaştı bunlar. Demek ki değilmiş.. o zaman sen kedin ile savaşırken parça parça, insanlar ile sadece yürümek mecburiyetin de kalıyormuşsun. bu sonsuza kadar da öyle olacak bunun başka türlüsü düşünülemez. bakın evli insanların bile birbirlerine söylemediği bir çok derin konular var. derin diyorum. çünkü ikisi de bir birin de habersiz derin konuya vakıflar. derin konuyu açamazlar. hat da, evli insanlar kendi dost sandığı insan ile daha çok iç içe yaşar. dostuna söylediği konuları cımbızlarken. kendi kadınına ve ya kocasına sevgilisine sevdasına anlatamaz. Söyleyemez.
İşler bu kadar derine sararken kendin ile savaşmayı bırakacaksın. zaten kısıtlı bir hayatımız var. yaşadığımız hayat da birleri önümüze çengel engel oluyor zaten . o zaman kendin olmaya gayret et. hiç olmazsa varlığını çevreye etkilenmesini sağla sana kızan, kıssada sen kızma, küsme, darılma, yaşamaya hayata , adam ol derler sana kendilerine bakmazlar . Adam olmak Adam gibi yaşamak ismine Adam demek için bu hayat da uğraşılan bir unvan. İlkeli duruş yiğitçe bir atılım ruhunu yakalamaya çalış. yani kendi dışına çıkma sana söylediklerine aldırış bile etme. Sen etrafındaki fırıldaklara değil. kendine isim diye taktığın onunla nefes aldığın insanlara bak onunla onun la dertleş konuş. korkma konuşmaktan. Yılma Mücadeleden korkma çünkü bugünün yarını meçhul. dünya da bırakacağın bir eser seni sen yapar. anne de baba da sen de etrafımızda kim varsa herkes gidici, ölüm ve gurbet varsa, bu acımasız dünya da mutlaka kendin yalnız kalacaksın en çok sevdiğin kişiler senden uzaklarda olacak. sen asla ama asla kendinden vaz geçme. düşün yakınınız dan başlayın Dedeniz onun babası amcanız tanığınız kim varsa ismini sana anlattıkları kim varsa, senin duyduğun yüzlerce Doktor, öğretmen, mühendis, avukat, kaymakam vali millet vekili Bakan .vs vs uzat uzatabildiğin kadar. zenginlerden köyün en zengini kentin en zengini, binlerce bu sınıfa giren insanlar var. peki Kimin İsmi kalıcı olmuş, unutulmamış. Sadece dünya ya bir söz, kelime, eser kitap, konulu yazı, resim, roman ve ya eğitici unvan almış kimse unutulmaz. unutturulmaz. kalıcı bir iyiliği, yaptığı bağış. yaptırdığı cami. okul. çeşme hayratı saya biliriz, Demek ki mesele mal mülk ve mesleğin değilmiş. Mesele geriye bıraktığın eserlerin. sanatın, yazdığın ,çizdiğin tarihe not düşen anılarınmış. ufacık ta olsa bir yazarın kitabı köşe yazısı . Cesur Bir Liderin ismi her daim yaşar yaşatılır. herhangi bir caddeye ismin verilen kimse o kent de yaşatılıyorsa, sen de ölümsüzlük kervanına katılmak için mucit ol. bul ,yaz, çiz kendi adına kendi sevdana sarıl bırakma aslında çok zor sandığımız bu yapılar sadece tembel Ataleti yenemeyene zor gelir.
SEN ÖYLE BİR İNSAN OL Kİ, ÖLDÜÜĞÜN DE DÜŞMAN LARIN DAHİ AĞLASIN 20 yıl ÖNCE Almanya da verdiğim bir seminerde söylemiştim yıllar sonra Türkiye bir mezarlığa yazdırdım. sonra çok paylaşıldı. ve adını kim koyduysa ona mal olur. Hiç de önemi yok ben de okuduğum bir roman ve ya kitap için de almışımdır. önemli olan güzel olanı aklına kayıt etmek ve isteyene onu tekrar vermek. onun için okumak yazmak çok önemli aklın yolu bu, bu yolu asla kaybetmeyelim.
Ne gönlüme göre bir sevdalı buldum. Ne de o Sevdalı gibi basit oldum. Sevdalı dediğin İstanbul Olmalı , Fethi Zor Fatihi Tek olmalı, yıllar önce birisine mesaj olarak atmıştım 29 yıl sonra Türkiye’ye de biraz değişik şekliyle bana mesaj olarak bir başkası tarafın da gönderildi. sevindim bakın halen aklımda, bu eylemler Güzel olanı almak aklın yolu ile bütünleştirmek. insanı düşünürken yorsa da insanı yorulmanın adı güzel aşka sevdaya, muhabbete ve başarı ya giden yol oluyor ya işte budur insanın Adam olmanın farkındalığı değil mi ?
Yıllar önce Rudyard Kipling in şiirini okumuştum çevirisini Rahmet li Bülent Ecevit yapmıştı günümüze nasıl ışık tutuyori
ADAM OLMAK
Çevrende herkes kendini kaybeder
Bunun da suçunu sana yüklerken
Sen kendine hâkim olursan eğer,
Bütün âlem senden şüphe ederken
Hem yer bırakır o şüphelere
Hem kendine inanabilirsen;
Bekleyebilirsen usanmadan,
Yalanla karşılamazsan yalanları,
Kendini evliya sanmadan
Affedebilirsen kin tutanları;
Hayale kapılmadan hayal kurabilir,
Kendini aldatmadan düşünebilirsen eğer;
Zafer ve bozgun, bu iki yalancı,
İkisi de gözünde bulmazsa değer;
Sözlerini evirip çevirenler
Sana tuzak kurarken aklınca
Gülüp geçebilirsen bunlara sen;
Ömür verdiğin işler yıkılınca
İşlere yeniden koyulabilirsen;
Döküp ortaya varını yoğunu
Bir yazı-turada kaybetsen bile,
Kayıplarını dolamaksızın dile
Baştan tutabilirsen yolunu;
Yüreğine «dayan» diyecek
Azimden başka şeyin olmasa da sen
Takıp dişini tırnağına
Sonuna kadar dayanabilirsen;
Halkla kaynaşıp asil kalabilir,
Krallarla dolaşıp alçak gönüllü olabilirsen;
Ne düşman ne dost incitemezse seni,
Ne küçümser ne büyültürsen hemcinsini;
Ve bilirsen her dakikanın değeri
Ne kadar yol, ne kadar emektir,
Senindir bütün dünya ve nimetleri,
Üstelik, Başardın oldun demektir.
BAŞARDIN İŞTE ADAM OLDUN DEMEKTİR.
Kalın sağlıcakla en güzel günler hafta sonu tekrar hafta başı pazartesiler dilerim. Eğer yol yorgunu olmazsan, kendin olursan. kimin kimsenin dediği değil. sen kendi yüreğini dünürsen Eğer. Düşünceni korkusuzca haykıra bilirsen. Ben varım Başarırım diyebilirsen Eğer. arkanda tek bir adam . Adam olursa Eğer. Biraz da beni dinlersen sen, dertleş meyi bilirsen denersen sen Eğer Başarırsan sen ,sen senin Bana teşekkür etmene gerek yok. zaten Yüce Türk milletine Adanmış Bir Hayat. kutlu sevdalara Hasret görüşmek üzere sevdalı yürekler.
Selam kıymetli arkadaşlarım diye başlıyorum yazıma neden çünkü beni bu kısa dönemde kabullendiniz bana gösterdiğiniz ilgiye layık olmaya çalışacağım. Yazılarım da gecikiyoruz ondan dolayı özür dilerim. Dergi gibi süreli yayın yazıları diyorum. Yine başlıyoruz. dün olduğu gibi yarınlara bakmaya yol almaya devam edeceğiz. Bu günler de çok okuyorum. Akdeniz tv yöneticileri kızacak ama gerçek bu,
okuduğuma kızmazlar tam tersi çok da sevinirler fakat işte okudukça da yazmaya biraz fark arıyorum. Eskiden aklıma geleni istediğim gibi yazıya döke biliyordum. Fakat şimdi çok konu farklı düşünceler aklımı bulandırıyor . saat bu saat yarın okula gideceğim saat olmuş. gece 23.00 ben yazıma saat 20.00 da başladım kaç sefer sildim konu değişti aklıma tersi konular geliyor. ve konuyu hazırlarken iyi başlıyorum fakat biraz yazı yazdıktan sonra şunu da ekleyim yok şu konuda yazsam diye uğraşırken annemin kızması ile konuyu tam yakaladım.29 Ekim cumhuriyetin 101 kuruluş yılını kutladık. bizde etkinliğe katıldık. çok güzel geçti her yıl biraz daha güzel kutlamaya başlıyoruz buna çok seviniyorum. Eskiden aynı okulda bir etkinliğe katılmak içimden gelmezdi, şimdi öğretmenime bana da bir görev ver diye biliyorum çok farklı konuşuyorum o da şaşırıyor sen bunları kimden öğreniyorsun diye sorması beni fark ettiği anlamına mı geliyor. Benim de istediğim bu zaten. Ben varım buradayım fikirlerim aklım, yolum, bunu yapabiliriz şu konuyu ben farklı düşünüyorum. Bu tartışmalar kendime güveni güçlü olmayı gayelerime ulaşmaya yardımcı olacağına inanıyorum. Bu yıl 29 Ekim de Atatürk ü anlatmak gerek Kurucu liderimizi tanımak başlı başına maneviyata dönüş olur. İstiklal çok önemli benden size bir kitap tavsiyem olsun. TURGUT ÖZAKMAN IN ŞU ÇILGIN TÜRKLER mutlaka ama mutlaka okuyun. Bana ders verdi veriyor son 50 sayfam kaldı. evet ŞU ÇILGIN TÜRKLER . İnanın gerçekten biz Akılımız Delimiz Çılgınız . TARİH BOYUNCA DA ÖYLE OLMUŞ. ŞU ÇILGIN TÜRKLER. bu sloganı her daim hatırlayın hatırlatın. ve ilk fırsatta okuyun. inanın nasıl değişiyor aklınız fikriniz nasıl değişiyor görürsünüz. abi dik, Kobi dik Kitaplardan vaz geçin. ben bakıyorum çok yabancı yazarın kitabı okunuyor. Tabi ki okunacak fakat önce kendi özünü bir oku ki yabancı Kültürün sevginin esiri olmayasın.. Tabi istersen okursun bakın ben diyorum zaten okumalısın. fakat önce kendini oku kendini tanı. sonra gerisi çok kolay pamuk ipliği gibi kendiliğin de gelir. söylenecek çok sözlerim var . bugün beni maruz görün. annem başım da hadi demeye başladı ben de senden bıktım eskiden ne güzeldin şimdi ha bire okuyorsun bize zaman bile ayırmıyorsun eskiden okuldan gelir alışverişe giderdim şimdi ekmeğe gitmemek için bahanelerin kaytarmaların oluyor. Şimdide yazıyorsun hadi uyumaya babana şikayet etmeden kalk.. baktım saate bayağı geç olmuş. sizlere hayırlı geceler güzel hafta dilerim. daha bunu birde Yollamak var. Akdeniz tv ye .Not Tomris Avardan gelen not. Okuyucularım dan çok özür dilerim en yakın zaman ta tekrar buluşacağız. yazılarım gecikiyor. Özel Aile içi mesele .bunu da ileride sizinle paylaşa cam. saygı ve muhabbetlerimle
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.